Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karşı Evin Annesi
Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi. İmrenirdim... Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına... Bilmezdim anne, Karşı evin babasında bitermiş iş; Bunu görmezdim. Hep başın ağrırdı... Başın, hep ağrırdı... Sırf bu yüzden
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun!
Bir fabrika işçisi adı Bahadır Gözü tok, karnı açtır. Soyu sopu fukara özü fakir Ne varsa çekmiştir ıstıraba dair İçi dualı, Dışı sıvalı Yıkık bir gecekonduda kalır. Bir kendisi birde hasta kızı vardır.
Reklam
Her sabah geç kalıyorum. Bunu duyanlar düzenli bir geç kalmanın, geç kalmamak olduğunu söylüyorlar. Ben her sabah geç kalıyorum. Israr ediyorlar, düzensizlik süreğen oldumu düzene dönüşür diyorlar. Ben her sabah geç kalıyorum. Her sabah başka bir nedenden, başka bir sebepten, başka bir hikayeden, şiirden, şarkıdan, bambaşka
Darmadağın
Hava tüm gün 40 dereceden fazlaydı. İçimden "bu Mersin sıcağı da temmuz ayında daha fena oluyor" derken birden kapı çaldı. Oysa kimseyi beklemiyordum. Kapıyı açtığımdaysa karşımda birisini beklerken bir zarf görmüştüm. Pembe bir zarf. Merakla içini açıp okumaya koyuldum. 3 sayfa mektup vardı içinde. Özensiz bir el yazısı, yanlış imla
Sabah namazına 5 dakika kala uyanmak gibi öyle bir gün.
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Reklam
İŞTE ORASI BİR YERDE
Bir ses vardı, Ufak bir gürültü bayağı bir neşe. Saatlerce bakıp geçerdi, Kolunda saati, Bir nefes vardı işte orada. Bazen sinirleniyorum, Hiç bir şey ellemeden.
yarın Kudüs'te olsaydım Rahmet Mescidinde murabıtlar için hazırlanan iftara katılırdım. "tok olsan da biraz ye, bu yemekte bereket vardır". ben başka hiçbir yeri özleyemiyorum. yüzüme çarpan o bereketli havayı soluyarak bir kediyi severken bana uzatılan tabbulenin tadını düşünüyorum. beş dakika öncesinde karnımın acıktığını fark
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
KARŞI EVİN ANNESİ Sen iki ters bir düz kırgınlıklar örerken beş numara şişle Yumuşacık kakaolu kekler yapardı karşı evin annesi İmrenirdim Mutfağındaki eksik malzemeden bihaber Tepeleme dolu kızgınlıklar yüklerdim dişlerimin arasına Bilmezdim anne Karşı evin babasında bitermiş iş Bunu görmezdim Hep başın ağrırdı Başın, hep ağrırdı Sırf bu yüzden
Reklam
Babamın Aşamadığı Kalın Demirleri
Sabah kalktığımda bütün bedenimde derin bir uyuşukluk hissediyor, büsbütün tüm benliğimi saran bir acıyla baş etmeye çalışıyordum sanki. Öyle ki yataktan kalkmak ve kalkmamak arasında düşünürken içeriye birdenbire babam geldi. "Hadi uykucu uyan, gün doğdu. Bugün doktorun seni ziyarete gelecek" diyerek benimle şakalaştı. Ardından daha o
1.277 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.